13 Mayıs 2017 Cumartesi

Konya Mı Büyük Hollanda Mı?


Konunun önemine dikkat çekmek adına bu kıyaslama çok yaygın yapılır oldu. Bu sayede tarımla ilgilenmeyen kesim bile neredeyse Konya kadar olan Hollanda’nın, Türkiye’den daha fazla tarımdan gelir elde ettiğini biliyor. *
Hollanda tarımsal ihracatta rekor kırıyorken, dört bir yanında tarım yapılabilen Türkiye neden tarımsal ihracatta dünya sıralamasının çok gerisinde kalıyor?
Üstelik de üretim miktarı olarak ilk 10’da yer almasına rağmen…

Aslında bu sorunun tek bir cevabı yok. Ya da sadece üretimden kaynaklanan sebepler yok. Uluslararası ticarette aktif rol alabilmek için uluslararası standartlarda ürün üretmenin yanında siyasi ilişkiler de çok önemli. Türkiye standartlara uygun üretim konusunda eksiklikleri olan bir ülke. Buna değineceğiz. Ancak siyasi ilişkilerin de çok önemli olduğunun altını özellikle çizmek gerekiyor. Son zamanlarda tarımsal ticarette ilişki içinde olduğumuz ülkeler ile yaşadığımız siyasi gerginliklerin tarım sektörüne nasıl olumsuz yansıdığını gördük. Rusya bu durumun en bariz örneği. 

Siyasi ilişkileri düzelttiğimizde de sorun çözülmüyor. Bu sefer de üretimden kaynaklanan sorunlar karşımıza çıkıyor. Rusya veya AB ülkelerine yapılan tarımsal ürün ihracatında tarımsal ilaç kalıntısı nedeniyle geri gönderilen ürün haberlerine gazetelerde sıkça rastlıyoruz. Geçtiğimiz günlerde buna bir yenisi daha eklendi. Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye’den ithal edilecek ürünler için analiz sertifikası isteyeceğini bildirdi.
Yani özetlemek gerekirse, üç bileşeni aynı anda optimum düzeyde tutmak gerekiyor;

1-     Olumlu siyasi ilişkiler,

2-     Uluslararası standartlara ve sertifika koşullarına uygun üretim,

3-     Üretim maliyetlerini kontrol altında tutarak diğer ülkelerle rekabet.
Diyelim ki; siyasi ilişkilerimizi düzelttik, uluslararası standartlara uygun üretim de yaptık. Peki diğer ülkeler ile nasıl rekabet edeceğiz?
Çeşitli kaynaklarda rekabetçi tarım için; geniş verimli tarımsal arazi, elverişli hava şartları, becerikli üreticiler, ülke koşullarına uygun modern üretim tekniklerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması; gelişmiş ve aksamadan işleyen girdi (kredi dahil) piyasaları, ulaştırma, işleme ve pazarlama altyapıları; fiyat oluşumu ve risk transferine olanak sağlayacak ürün piyasaları ve finansal kurumların gerekliliği vurgulanıyor.
Türkiye’de durum nedir?

Yukarıda saydığımız şartların ilk üçünde etkin… Peki ya diğer şartlar?
Türkiye tarıma elverişli konumunu; doğru tarım politikaları ve teknoloji kullanımıyla birleştirebilse, dünya sıralamasında çok daha yüksek seviyelere yükselme imkânı bulabilecek bir ülke. Dünya Bankası’nın yayınladığı istatistiklere göre 2014 yılı öncesi tarımsal üretimde dünyada 5. sırada olan Türkiye, 2014 yılında 9. Sıraya kadar gerilemiş. Bu durumun nedenini en geniş haliyle iki maddede özetleyebiliriz:

1.  Türkiye ucuz işgücü ve yoğun teknoloji kullanımı ile maliyet avantajı yaratan ülkeler ile rekabet edemiyor. Türkiye’de üretim maliyeti yüksek olduğu için üretimi yapılmayan ürünler, örneğin baklagiller, diğer ülkelerden ithal ediliyor. Arz açığının; yerli üreticinin desteklenerek üreticinin üretime teşvik edilmesi yoluyla kapatmak yerine, ithalat yoluyla kapatılmaya çalışılması Türkiye’de tarımdan kopuşlara neden oluyor.

2.   Tarım sektörü ülke ekonomisinde meydana gelen değişimlerden de doğrudan etkileniyor. TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesi sonucu, dolar cinsinden hesaplanan dünya sıralamasında, Türkiye’nin yerini değiştiriyor. Üretilen ürün miktarı sabit kalsa da kur farkından dolayı sıralama değişebiliyor.
Yine söylüyoruz: Türkiye kaynaklarını doğru kullanması durumunda hem tarımsal üretim hem de tarımsal ticarette daha üst sıralarda yer alabilecek bir ülke. Türkiye hala üretim yönünde dünyanın en büyük ilk 10 ülke sıralamasında yer almayı başarıyor. Ancak aynı başarıyı tarımsal dış ticarette yakalayamıyor.

Üreticiyi yalnızca üretime yönlendirecek; üretime yönelik verilen destekler yeterli ve amacına yönelik olarak uygulanmıyor. Verilen desteklerin üretim planlamasına hizmet etmesi aynı zamanda maliyetleri de düşürme yönünde etki yaratması bekleniyor. Ancak ne yazık ki henüz o aşamaya gelinemedi. Maliyet artışından dolayı yükselen ürün fiyatlarını baskılamak için ithalat kapıları açılıyor. Oysaki bu durum üretimden kopmalara neden oluyor. İlerleyen dönemlerde ise bugün fiyatları düşünmek adına ithal edilen üründe dışa bağımlı olmamıza neden oluyor.
Aşağıdaki tabloda tarımsal üretimi en fazla ilk 10 ülke ve üretim değerleri yer alıyor:

Tarımsal Katma Değer ve GSYH İçindeki Payı,2014
Sıra
Ülke
Tarımsal Katma Değer Milyon ABD$
Tarımsal KD/Toplam GSYH%
Dünya Tarımsal KD içindeki Payı%
1
Çin
946,574
9.2%
28.3%
2
Hindistan
326,322
16%
9.7%
3
ABD
223,860
1.3%
6.7%
4
Endonezya
118,806
13.3%
3.5%
5
Nijerya
113,644
20 %
3.4%
6
Brezilya
108,270
4.5%
3.2%
7
Rusya
74,142
3.7%
2.2%
8
Pakistan
58,098
23.9%
1.7%
9
Türkiye
56,928
7.1%
1.7%
10
Japonya
53,481
1.2%
1.6%

Top 10
2,083,124
5%
62.2%

Top 20
2,464,654
4.8%
73.6%

Dünya
3,350,830
4.3%
100%

Kaynak: Dünya Bankası(2016)
Tarımsal üretimde dünya sıralamasında önemli bir konumda olan Türkiye’nin, değişen ve gelişen tarım sektörüne ayak uydurması da kaçınılmaz olacak. Çünkü git gide azalan tarım arazileri ve şartları zorlayan iklim değişimi ulusların birbiri ile ticaretini zorunlu kılacak.

Peki üretimde 9. Sırada olan Türkiye tarımsal ihracatta da ilk 10’da yer alıyor mu?
Hayır.

Üretim sıralamasında 9. Sırada yer alan Türkiye ne yazık ki aynı başarıyı ihracat tarafında gösteremiyor.  Türkiye, dünya tarım ihracatçıları arasında % 1’lik bir payla 26. Sırada yer almaktadır. 

Dünya Tüm Tarım-Gıda Mal ve Ürünleri İhracatı, 2014


Tarımsal İhracat
Sıra
Ülke
Milyar $
Dünya Payı
1
ABD
182
10.3%
2
Hollanda
112
6.3%
3
Almanya
101
5.7%
4
Brezilya
88
5.0%
5
Çin
85
4.8%
6
Fransa
81
4.6%
7
Kanada
68
3.9%
8
İspanya
55
3.1%
9
Belçika
50
2.9%
10
Hindistan
47
2.7%
26
Türkiye
18
1%

Top 10
870
49.3%

Top 20
1,231
69.7%

Dünya
1,765
100%

Kaynak: WTO (2016)

Yukarıdaki tarımsal üretim tablosunda da görüldüğü gibi ilk 10 ülke arasında yer almayan Hollanda dahi ülkemizden 5 kat fazla tarımsal ürün ihraç ediyor. Tarımda katma değerli ürün yaratmanın önemi bu tabloda açıkça görülüyor. Gelişen tarımsal ekonomide ülkelerin tarım ticaretinde yer alabilmeleri için üretilen tarım ürünlerini sanayide işleyerek katma değerli ürünler haline getirememeleri durumunda mevcut yerlerini korumalarının mümkün olmayacağı öngörülüyor. Bu sebeple verilen desteklerle (örneğin zeytinyağını 1 kilograma kadar olan ambalajlı ve markalı ihracatta ton başına 1400 lira, 1-2 kilogramlık ambalajlarda ton başına 725 lira, 2 kilogramdan 5 kilograma kadar olan ambalajlı ihracata ise ton başına 386 lira destek verilmektedir) üretilen ürünlerin sanayide işlenerek, ambalajlanarak katma değerli ürünler haline getirilmesi ve bu haliyle ihraç edilmesi gerekiyor. Aksi halde tarımsal ticarette rol alamadığımız sürece bu alandaki oyunculara hammadde üreten, bu ülkelerin gıda ve hammadde ihtiyaçlarını ucuza karşılayan bir ülke konumundan çıkmamız mümkün değil.  

Bahar ÇINAR
Ziraat Mühendisi



(*Yüzölçümü olarak baktığımızda Hollanda 41,578 kilometrekare; %18 oranında sularla kaplı alanı çıkardığımızda yaklaşık 34,000 kilometrekare. Türkiye’nin en büyük yüzölçümüne sahip ili olan Konya’nın ise yüz ölçümü 41,001 kilometrekare. Yani bu haliyle baktığımızda (su alanlarını dahil etmediğimizde) Türkiye’de bir il olan Konya dahi Hollanda’dan büyüktür.)